Yeraltı (Subway,1985), Derinlik Sarhoşluğu (Le Grand bleu) (1988) ve Nikita (1990)... Seksenlerin ikinci yarısında, duyarlılık, bir tür saflık, enerji, orijinallik içeren bu filmlere imza atan Luc Besson, uzunca süredir, tam bir iş adamı gibi üretip uluslararası piyasanın nabzını tutan ve kamera arkasındaki her uzmanlık alanını iyi bilen müthiş bir yapımcı! Emrindeki teknik ordu ve kendi gibi hızlı çalışan yönetmen-yazarlarla, özellikle aksiyon sinemasında pazar payını genişletti. Peki, beyazperdede iyi bir hikâye izlemek isteyen biz sinema tutkunlarını tatmin ediyor mu işleri? Hayır! Sadece, süresi boyunca, sabun köpüğü eğlence keyfi yaşatıyor. Kendi mantığı içinde tutarsız hikâyelere sahip filmler, adeta, seri üretim bandından çıkıyor; dövüşler, patlamalar, araba takip sahneleri, hızlandırılmış filmsel zaman ve kısa planlarla göz boyayıp, iyi oyalıyor. Tamamıyla aksiyona teslim olunmuş...