Kim Ki-duk'un Türkiye'de gösterime giren ilk filmi, bu yaşam formlarında en önemlisinin iyi bir yüreğe sahiplik ile aşk olduğunu, yalın bir dille ve sinemanın etki gücünün hakkını vererek anlattığı, 2004 yapımı "Boş Evdi (Bin-jip).
Daha sonra, "Fedakar Kız" (Samaria, 2004); "Yay"(Hwal, 2005); "Zaman"(Shi gan, 2006); "Nefes" (Soom, 2007) ve son olarak da, zaman-mekân-insan-doğa ve doğaüstünün birbirine -sanki- görünmez bir iple bağlı olduğuna, tutku ve sadakate dair "Rüya"(Bi-mong,2008) , ona dair bir hayran kitlesi oluşturdu.
2011'de film kariyerine bir bakış içeren belgeseli "Arirang"dan sonra karşımıza geldiği 8.filmi "Acı" (Pieta), üç yıl aradan sonra çektiği ikinci kurmaca film (diğeri "Amen"). "Acı"nın yönetmen açısından değeri, bana göre, Kim Ki-duk'un ruhsal tekâmül sürecinde bir kademe daha 'yükseldiğinin' işareti olması. Çünkü hiç sinema eğitimi almadan, kendine özgü sinemasın...